Emek Partisi Yenimahalle İlçe Örgütünden 1 Mayıs etkinliği
Emek Partisi Ankara Yenimahalle İlçe Örgütü 1 Mayıs etkinliği düzenledi. Etkinlikte, emek cephesi kurulması gerekliliğine dikkat çekildi.

Fotoğraf: Evrensel
Ankara – Emek Partisi (EMEP) Yenimahalle İlçe Örgütü, 1 Mayıs’a giderken etkinlik düzenledi.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, “Daha birleşik ve kitlesel bir mücadeleye ihtiyacımız var. Bunun için emek cephesinin kurulmasına, genel grev genel direnişi örgütlemeye ihtiyacımız var” dedi.
Etkinlik Şair, Heykeltraş Uygur Orhan’ın Kavel Direnişi sergisiyle başladı. Ardından Şair Mehmet Özer şiir dinletisi gerçekleştirdi.
Etkinlik panelle devam etti. Panelde konuşan DİSK/Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Olcay Ozak, “Ülkemizde 20 milyona yakın kayıtlı işçi var bunun sadece yüzde 14’ü sendikalı ve bunun da çok azının TİS hakkı var. Sendikalaşmak aslında patronlar tarafından işten atılma gerekçesi bir yanıyla. Sendikal mücadele içerisine girmek de bu duruma bir barikat oluşturuyor. OVP kapsamında işçileri sendikasız, canını alırcasına yoksulluğa mahkum ettiler. Bu politika öfke birikimine de neden oluyor. Bu öfke, bu fiili ve meşru mücadele, bölük pörçük devam ediyor. 2025’in başında metal işçilerinin başlattığı mücadeleyi Başpınar işçileri devam ettirdi. Başpınar işçileri ‘Biz birlik olursak, bir ses geliyor’ dediğini hatırlayalım. İşçilerin hangi sendikada olduğu değil hangi taleplerle 1 Mayıs'a gittiği önemli” dedi.
“Demokrasi mücadelesi ekmek mücadelesiyle henüz birleşmedi”
“Genel grev genel direniş talepleri de yükseldi bu süreçte” diyen Ozak “Ama işçi sınıfı buna bir yanıt vermedi. Demokrasi meselesini ekmek meselesiyle henüz birleştirmedi, ama biriktirdiği tartıştığı bir sürecin içerisindeyiz. Sınıftan yana olan herkese düşen görev işçi sınıfıyla birleşmektir” ifadelerini kullandı.
Akademisyen Doç. Dr. Mustafa Kemal Coşkun, “Orta sınıflar, orta üst sınıflar, kendilerini alt sınıftan ayırmak için kültürel pratikler geliştirirler. Bu direniş açısından işe yarar bir durum değildir. Gündelik hayatta karşı karşıya gelmez sınıflar. Otobüste, trende denk gelmeyiz. Örneğin evine temizliğe giderse denk geliriz. Kentler de böyle kurulur. Çayyolu vardır bir de yoksul mahalleler vardır” dedi.
Coşkun, “Korku ve utanç insanı her zaman pasifleştirmez, aktifleştirir de niye korktuğunu anlarsa eğer. Sınıf bilincine sahip işçi beklediğimiz gibi yok ama sömürülmediğini bilmeyen işçi yoktur, gündelik hayatından bilir. Önemli olan o deneyimlerden çıkardıkları, düşünceleri, duyguları örgütlemeyi becermek. 2022’de motokuryeler böyle başladı. Bunun için iyi bir örgüt iyi bir sendika iyi bir parti gerekiyor. Bunun için ‘bunlar cahildir’ demek yerine umutlu olmak gerekir” dedi.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, “Refah ve bolluk var ama bu bolluk çalışanların elinde değil. Bir araştırma var, toplam 205 ülke içerisinde otoriter devlet sayısı 137’ye çıkmış. Bunun içerisinde Türkiye de var. Baskı ve şiddet politikasını artırmaya dönük bir süreç işliyor. Ezen ve ezilenlerin arasındaki mücadelede ezenlerin daha fazla otoriterleştiği bir dönem. Dolayısıyla Türkiye'de bütün ezilen ve sömürülen kesimler üzerinde ciddi bir baskı ve şiddet politikası oluşturuyorlar. İşçilerin, emekçilerin içerisindeyiz, gençlerin içerisindeyiz. 19 Mart öncesi umutsuzluk vardı ve düzenin, sistemin değişmeyeceği yönündeki tartışmaların da ağırlıkla yapıldığı bir dönemdi. Ama bardak taştı 19 Mart'ta. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına yapılan itirazla başlayan süreç, Türkiye'de emekçilerin, gençlerin, kadınların, üretici köylülerin tüm toplumsal kesimlerin itirazını haykırmasını doğurdu. Yaşanan baskı ve şiddet politikaları bir kırılma noktası yarattı” dedi.
"Emek cephesi kurulmalı"
Aslan, “CHP mitingler yapıyor. Oraya gidenler sadece CHP üyeleri değil. Kendi talebini haykırmak için giden pek çok kesim var. Türkiye'de birleşik güçlü bir halk hareketi bir güç olarak ortaya çıktığında iktidarlara geri adım attırabiliriz, halkın kazanım elde edebileceğini görebiliriz” ifadelerini kullandı.
Ortak mücadele cephesinin kurulması gerektiğine dikkat çeken Aslan şöyle devam etti: “Türkiye işçi sınıfını ve emekçi halkın kendisine olan güvenini yenilemek ve o birleşik gücün saldırılar karşısında en azından bir set oluşturabileceğini ortaya koymak açısından gerekli. Genel grev genel direniş diyerek çözemiyoruz bunu. Pratik olarak da karşılığının olması, örgütlenmesi gerekiyor. Bu işin merkezinde hiç kuşkusuz işçi sınıfımız var, işçi sınıfımız olacak. Bugün acil taleplerimiz; seçme ve seçilme hakkı, basın ve ifade özgürlüğü, gösteri ve yürüyüş hakkı, insan onuruna yaraşır bir ücretin alınması, sendikal hak ve özgürlüklerimizin, grev hakkının kullanılması, barajsız sendika yasaksız grev ve güvenceli iş talebidir. Bu talepleri yeniden işçi sınıfını ve emekçilerin gündemine taşımak ve bunun bir bilince çıkarılması, bu talepler etrafında bir mücadelenin örgütlenmesi gerekiyor. Emek cephesi bunun için önemlidir. Eğer partiler, emek ve meslek örgütleri program etrafında bir araya gelip işçi emekçileri örgütleyecekse bir anlamı olur. Saray rejimine karşı nasıl bir mücadele örgütlemek gerektiğini tartışmak ve bu mücadelenin ilkelerini ortaya koymalıyız. Sadece seçim süreçlerinde yan yana gelince bunların olmadığını gördük. Daha birleşik ve kitlesel bir mücadeleye ihtiyacımız var. İşçiler, gençler, kadınlar bu sürece nasıl katılacaklar? Aydınlar, akademisyenler, gazeteciler buna nasıl katılacaklar? Uzaktan ‘değiştiriz’ demek yerine işçi ve emekçilerin bulunduğu her yerde nasıl örgütleyebiliriz bunu tartışmamamız gerekir” dedi.
Etkinlik müzik dinletisiyle son buldu. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et